Göçebe

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var ve bu yüzden başıma gelen hiçbir şey kötü değildir. Son zamanlarda yakın çevremde gözlemlediklerim beni bazı çıkarımlar yapmaya sevk ediyordu ki ben de bunu nasıl kalıcı bir sonuca dönüştürebilirim diye düşünmeye başlamıştım. İnsanlık tarihinde akış sürekli değişse de değişmeyen pek çok dinamik bulunuyor. Bu dinamikleri ele almak istiyorum. İnsanın doğasında olan temel güdüler var ki nefret, öfke, kıskançlık, sevgi , saygı, beğenmek vb. Çoğaltılabilir. Ama bunların hepsinin kullanıldığı bir yer var insan için, güzele yönelme ve güzeli elde etme arzusu. Güzel tanımı değişip dönüştükçe yöntemler farklılaşmakta fakat değişmeyen şey güzele yönelmek arzusu. Güzelin tanımı da sürekli değiştiği için dünyada birçok çatışma çıkmakta ve hatta bir bakıma felsefe bu dinamikten yola çıkmakta diyemez miyiz? Çok katı sınırları olan ahlak felsefecileri dahi, hazza karşı sadece sorumluluk eksenli meseleyi değerlendiren düşünürler dahi bir anlam katma arayışı içeri