Zamansız Kandırmaca
Kendimizi kandırdığımız doğrudur. Pek çok gün hiç durmaksızın hem de bile bile yalandan yaşadığımız doğrudur. Anlamanın kıyısında otururken mesela hiç anlaşılmadığımız doğrudur. Ama anlamak da anlaşılmadığımız her an da o kadar büyük ayrıntıları değil hayatın. Bunu çok şık unuttuğumuz da doğrudur. Her tercih bir vazgeçmek taşır koynunda yani yin ve yang. Bir mandalina bahçesinde aniden büyüyen bir yangın gibi. Kendimizi kandırdığımız gerçeğin döşeğinde uyurduk her gece sen ve ben yin ve yang. Ama önemi çok küçüktür bunun da. Biz her gün hep yeniden karışırken yeryüzünde havaya ve toprağa bütün bunlara mı bakacağız Allah aşkına. En büyük gerçekler en süslü yalanların arasına oturdu tıpkı gelip senin dizine başımı yasladığım günler gibi. Hem en gerçek hem en yalan nasıl birbirine dokunurdu bu kadar hiç anlayamadan öleceğim. Hiç anlamadan gittiğim o yerde her şeyin asıl olma sebebini hissedeceğim.