İşten Ayrılmak, Akademiye Atılan İlk Adımlar, Üretkenlik ve Kafa Karışıklıkları


Hukuk Fakültesinden mezun olan her öğrencinin tecrübe ettiği staj deneyimini tamamlamanın haklı gururu ile yazıyorum bu satırları. Yüksek lisans eğitimi almanın tadına vardığım bugünlerde Erasmus fikri aklıma düşüverdi. Hayatımın şekillenişini izlerken, yapacağım konferansları ve çalışmam gereken konuları derin derin düşünürken bunların hiçbir yaraya dokunmaması korkusu da içimi derinden etkiliyor. Tutku, sevgili okuyucu. Aşk, arkadaşlık, çalışmak, kendi halinde bir dünya kurmak, birlikte uçmak, koşmak, yürümek, durmak. Yeryüzünde aidiyetsiz hissetmekten yorgun düştüğüm bugünlerde artık kendim için yeni bir perdenin açıldığını seziyorum. Rotamın daha güvenli bir alana doğru yol aldığını hissediyorum. Bu ülkenin bir ferdi olduğum için kendimi iyi hissediyorum. Yurtdışında yaşamak beni nasıl hissettirir, bunu Erasmus düşüncesi ile internette üniversite bakınırken bir kere daha sorguladım. Çok tuhaf ama yurtdışında yaşamaktan ödüm kopuyor. Ülkemin her köşesi benim için sıcak, yurtdışının en manzaralı en harika köşeleri benim için buz gibi. Ama ne tuhaf ki Kanada bana hiç böyle hissettirmiyor. Kanada'da yerleşmekten de korkmuyorum. Okumaktan da korkmuyorum. Sanki orada yabancı bir alem yok gibi. O karlar ülkesine baktığımda İtalya'ya bakınca hissettiğimden daha sıcak hissediyorum. Orada kendime bir gelecek görebiliyorum. Ama tabi tam şuanda yazmam gereken 2 makale teslim etmem gereken bir ödev var. Gideyim de biraz işime gücüme bakayım değil mi? :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9 Aylık Bir Hanımefendi

Mektup

DİKEN